Basın Bülteni – Slow Food #menuforchange Kampanyası

23 Oct 2017 | Turkish

Slow Food’un iklim değişikliği ile mücadele tarifi Değişim Menüsü (Menu for Change) Kampanyası, Slow Food’un Çin’deki uluslararası kongresinde tanıtıldı.

Sorun hepimizi ilgilendiriyor. İklim değişikliği tüm insanlığın birlikte mücadelesini gerektiren güncel bir kriz. Ve her bir seçimimiz bir fark yaratabilir, çünkü değişim tüm bireysel eylemlerin bir araya gelmesi ile geçekleşir. Slow Food başkanı Carlo Petrini iklim değişikliği konusunda bizi uyaran ilk ya da tek kişi de değil. Çünkü iklim değişikliği de ileride bir gün başımıza gelecek bir şey değil; şimdi, burada ve gerçek. İklim değişikliği ile mücadele Slow Food’un görevi; çünkü çevreye, kaynaklara ve emeğe saygı yoksa kaliteli ve iyi gıda da var olamaz.

Slow Food hareketi tüm dünyada Değişim Menüsü (Menu for Change) girişimini resmi olarak başlatıyor. Bu Slow Food’un gıda ile iklim değişikliğini bir araya getiren ilk uluslararası iletişim ve kaynak geliştirme kampanyası.

Dünyanın ısınmasının baş aktörlerinden biri tarım endüstrisi, çünkü karbondioksit (CO2), metan (CH4) ve nitrat oksit (N2O) gibi tarım kaynaklı sera gazlarının en önemli nedeni bitkisel ve hayvansal gıda üretimi. Bununla beraber sıcaklıktaki bu değişikliğin ilk kurbanları da kırsal tarım ve kırsal üretim.

Alternatif çözümler bulmak ve yeni çözümler oluşturmak için yaratıcılık gerektiriyor. Slow Food Değişim Menüsü (Menu for Change) ile her birimizin fark yaratabileceğini ve bu gidişatı durdurmak için geç kalmadan harekete geçmemiz gerektiğini söylüyor. Harekete geçmenin zamanı ise şimdi. Slow Food bu kampanyada bizimle beraber; uluslararası ağındaki çözümlerin iletişimini yapacak, çevreye saygılı, küçük ve kaliteli üretime destek sistemlerini ve bu üreticiler için yarattığı artı değeri anlatacak. Biyo-çeşitliliği korumak için sahada projeler yürütecek. Çevre ve gıda üzerine eğitimler verecek. Şeflerle işbirliği yapacak ve bu şenliği farkındalık yaratmak ve uluslararası politikayı etkilemek için bir araç olarak kullanacak.

Artık zaman kalmadı. Harvey, Irma gibi bizi uykumuzdan uyandıran yıkıcı yağışlar, zamansız hasatlar, azalan rekolteler, yok olan otlaklar, dağlarda erken sonlanan yaz besiciliği, yükselen deniz seviyesi ve okyanuslardaki asitleşme, değişen ısıya uyum sağlamaya çalışırken yer değiştiren hayvan ve bitki türleri gibi başlıklar iklim değişikliği ile bir bir karşımıza çıkıyor. Hava durumundaki aşırılıklar yeni normalimiz ve artık haber bile olmuyor. Ve tüm bunların nedeni insan uygulamaları ve fosil yakıtların neden olduğu sera gazları.

FAO 2015 verilerine göre dünyadaki toplam sera gazı salınımının %21’ini tarım oluştururken %37’si enerji, %14’ü ulaşım ve %11 endüstri kaynaklı. Tarımsal gıda üretiminde oluşan sera gazlarının ana nedeni ise enterik fermentasyon, diğer bir deyişle hayvanların sindirim sırasında ürettikleri metan gazı. Bu gaz, tarım sektörünün toplam sera gazı çıktısının %40’ını oluşturuyor. Bunu tarım kaynaklı salınımın %13’üne neden olan sentetik gübre kullanımı takip ediyor (725 Mt CO2 eq.).

Slow Food Biyoçeşitlilik Vakfı Başkan Yardımcısı John Karuki’ye göre “Afrika ülkeleri ve diğer güçsüz ülkeler sera gazını en az üreten ülkeler olmalarına rağmen iklim değişikliğinden en çok zarar görecek ülkelerin başında geliyor.” Karuki sözlerine “Hava durumundaki aşırı değişiklikler ilk önce çiftçileri, hayvancılıkla uğraşanları ve yerli halkları etkileyecek; fakirlik artacak, gıda azalacak. Ülkem Kenya’da da kırsalda yaşayan topluluklar bu durumdan en kötü etkilenenler ve pek çoğu göç etmek zorunda kaldı. Eğer duruma müdahale edilmezse ve önlem alınmazsa durum daha da kötüye gidecek. Slow Food tüm dünyada olduğu gibi Afrika’da da bu gidişi durdurmak için ekolojiyi ve biyoçeşitliliği koruyan tarım üreticilerini destekliyor. Ancak yapılması gereken çok fazla şey var ve Slow Food tek başına bunları başaramaz.” diye devam ediyor.

Carlo Petrini “Salınımların azatılması konusunu artık ertelenme imkanı yok. Bu bir zorunluluk. Bu konuda hepimize görev düşüyor; örneğin atıklarımızı, özellikle gıda atıklarımızı, azaltmalıyız. Yerel gıdaya öncelik vermeliyiz, daha az et tüketmeliyiz ve büyük sanayileşmiş üreticilerden et almamalıyız. Ve kendimize bazı temel soruları sormalıyız; Ailemle paylaştığım bu gıda nasıl üretildi? Nereden geliyor? Üretilirken ne kadar su ve enerji harcandı? Slow Food bu konuda farkındalığın artması, gıda üretiminde iklim değişikliğine uyumlu, bu kötü gidişatı yavaşlatacak dayanıklı ve ekolojik tarım yöntemlerin desteklenmesi için var gücüyle çalışıyor. Projelerimize sürdürmemize destek olun, ufak bir bağışla fark yaratın” diyor.

 

 

Change the world through food

Learn how you can restore ecosystems, communities and your own health with our RegenerAction Toolkit.

Please enable JavaScript in your browser to complete this form.
Full name
Privacy Policy
Newsletter